Şimdi Yazın
Ankara merkezli uzman hukuk ekibimizle
güvenilir danışmanlık ve hızlı çözüm sunuyoruz.
İcra takibinin iptali, hakkında kesinleşmiş bir icra takibi bulunan borçlunun, borcunu ödemiş olmasına (itfa), alacaklıdan süre almış olmasına (imhal) veya borcun zamanaşımına uğramış olmasına rağmen takibin haksız yere devam etmesi durumunda başvurduğu hukuki yoldur. Normal şartlarda alacaklının takipten vazgeçmesi gerekirken, kötü niyetli olarak takibi sürdürmesi halinde borçlu, İcra Mahkemesi'ne başvurarak takibin iptalini veya ertelenmesini (talikini) isteyebilir.
Bu süreç, borçlunun haksız haciz tehdidinden kurtulmasını sağlayan en etkili savunma mekanizmalarından biridir. Ancak İcra ve İflas Kanunu (İİK), bu iddiaların ispatını çok sıkı şekil şartlarına bağlamıştır. Tanıkla ispat mümkün değildir; sadece noter onaylı veya imzası ikrar edilmiş belgelerle ispat zorunludur.

İcra takibi kesinleştikten sonra ortaya çıkan üç temel durum, takibin iptalini veya ertelenmesini sağlar:
Borçlu, takip kesinleştikten sonraki devrede borcun tamamını veya bir kısmını ödediğini (itfa), takas ettiğini veya ibra edildiğini (borçtan kurtarıldığını) ispatlarsa takibin iptalini isteyebilir. Kısmi ödeme varsa, ödenen miktar oranınca takibin kısmen iptaline karar verilir.
Alacaklı, borçluya borcu ödemesi için ek bir süre (mühlet) vermişse veya borcu taksitlendirmişse, bu süre dolana kadar icra takibinin talikine (ertelenmesine) karar verilir. Bu süre zarfında haciz işlemi yapılamaz.
Takip kesinleştikten sonra, alacaklı uzun süre (dosya işlemden kalktıktan sonra) hiçbir işlem yapmazsa ve zamanaşımı süresi dolarsa, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurarak zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını isteyebilir (İİK m. 71/2, m. 33a).
İcra hukukunda borcun ödendiğini ispat etmek, genel hukuk davalarından daha zordur. Borçlu, borcun sona erdiğini her türlü delille (tanık, yemin vb.) ispatlayamaz. İİK Madde 71 gereğince sadece şu belgeler kabul edilir:
Bu belgeler dışında, tanık beyanı veya yemin teklifi ile takibin iptali sağlanamaz. Bu nedenle ödemelerin mutlaka banka kanalıyla yapılması veya noter onaylı belge alınması hayati önem taşır.
Borç ödenmemiş olsa bile, icra takibinin usulsüz başlatılması veya tebligatın yanlış yapılması durumunda da takibin iptali mümkündür. Bu yola "Şikayet" denir.

Eğer elinizde noter onaylı bir makbuz veya alacaklının imzasını taşıyan (ve inkar etmediği) bir belge yoksa, İcra Mahkemesi takibi iptal etmez. Bu durumda "Menfi Tespit Davası" (Genel Mahkeme) açarak tanık ve diğer delillerle ödemeyi ispatlamanız gerekir.
Kural olarak dava açılması takibi ve hacizleri durdurmaz. Ancak mahkemeden "Tedbir Kararı" alınırsa veya borçlu %115 oranında teminat yatırırsa, dava sonuna kadar haciz işlemleri durdurulabilir.
Takibin yapıldığı yerdeki (İcra Dairesinin bağlı olduğu) İcra Hukuk Mahkemesi'nde dava açılmalıdır. Ankara'da başlatılan bir takip için Ankara İcra Mahkemeleri yetkilidir.
Ödenmiş borçlar, zamanaşımı itirazı ve takibin iptali süreçlerinde hak kaybı yaşamamak için uzman Ankara İcra Avukatı kadromuzla iletişime geçin.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz. (KARTALHAN HUKUK BÜROSU)