Şimdi Yazın
Ankara merkezli uzman hukuk ekibimizle
güvenilir danışmanlık ve hızlı çözüm sunuyoruz.
İcra Hukuku, borçlarını rızasıyla ödemeyen borçlulardan alacakların devlet gücü (cebri icra) kullanılarak tahsil edilmesini sağlayan, teknik ve şekli kuralların çok sıkı uygulandığı bir hukuk dalıdır. Özellikle Ankara ve sanayinin kalbi olan Ostim bölgesinde, ticari hayattan kaynaklanan çek, senet, fatura ve cari hesap alacaklarının tahsili, işletmelerin nakit akışı için hayati önem taşır. Ostim'de icra hukuku avukatları, müvekkillerine sadece alacak tahsili değil, aynı zamanda haksız takiplere karşı koruma (haciz kaldırma, itiraz, menfi tespit) hizmeti de sunar.
Bu rehberde, alacaklılar için en hızlı tahsilat yollarını ve borçlular için yasal savunma haklarını, İcra ve İflas Kanunu (İİK) çerçevesinde en ince detayına kadar inceledik. Sürecin doğru yönetilmesi, alacağın tahsil kabiliyetini doğrudan etkiler.

Alacağın dayandığı belge (Senet, Mahkeme Kararı veya sadece Fatura), başlatılacak icra takibinin türünü ve hızını belirler. Yanlış takip türü seçmek, itirazla karşılaşılmasına ve sürecin yıllarca uzamasına neden olabilir.
Alacaklının elinde herhangi bir mahkeme kararı veya kambiyo senedi (çek/bono) bulunmadığı durumlarda başvurulan yoldur. Fatura, cari hesap ekstresi, adi yazılı sözleşme veya sadece sözlü alacak iddiası ile başlatılabilir.
Bu, ticari hayatta en sık kullanılan ve en hızlı sonuç veren takip yoludur. Alacaklının elinde Kanunen geçerli bir Çek, Bono (Senet) veya Poliçe varsa bu yola başvurur.
Bir mahkeme kararına (İlam) dayanan takiplerdir. Mahkeme ilamları, Türkiye'nin her yerindeki icra dairesinden takibe konulabilir. Bu takip türünde borçlunun borca itiraz hakkı yoktur (ancak borcun ödendiğini resmi belgeyle ispatlarsa itfa itirazında bulunabilir). İlamlı icra, alacağın varlığı konusunda en güçlü hukuki güvenceyi sağlar.

Alacak bir rehinle (ipotek veya taşınır rehni) teminat altına alınmışsa, alacaklı kural olarak doğrudan haciz yoluna gidemez. İİK m. 45 gereği "Önce Rehne Başvuru Kuralı" uygulanır. Önce rehinli malın satışı istenir, eğer satış bedeli borcu karşılamazsa kalan miktar için genel haciz yoluna gidilebilir.
Borçlunun mal kaçırma ihtimali varsa veya borcun vadesi gelmiş ancak ödenmemişse, dava açılmadan veya takip başlatılmadan önce mahkemeden alınan "geçici el koyma" kararıdır. Alacaklı, mahkemeye belirli bir teminat (%15-20) yatırarak bu kararı alır ve borçluya haber vermeden (tebligat yapmadan) banka hesaplarına ve mallarına blokaj koydurabilir. Bu, tahsilatın en etkili silahıdır.
Takip kesinleştikten sonra alacaklı vekili haciz talebinde bulunur. Ancak İcra İflas Kanunu'ndaki son değişikliklerle birlikte haczedilmezlik sınırları genişletilmiştir:
Haksız bir icra takibine maruz kalan borçlunun başvurabileceği hukuki yollar şunlardır:
İcra takibi öncesinde veya sırasında açılan, borçlunun "borçlu olmadığının tespiti"ni istediği davadır. Bu dava kazanılırsa icra takibi iptal edilir ve alacaklı %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilebilir.
Borçlu, cebri icra tehdidi altında (örneğin haciz baskısıyla) ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödemişse, bu paranın geri alınması için 1 yıl içinde İstirdat Davası açabilir.
İcra memurunun işlemlerinin kanuna aykırı olması (örneğin usulsüz tebligat, haczedilmezlik kuralının ihlali) durumunda, İcra Hukuk Mahkemesi'ne şikayet yoluna başvurulur. Ayrıca satılan malın ihalesinde usulsüzlük varsa, 7 gün içinde İhalenin Feshi davası açılabilir.
Ödeme emri tebliğinden itibaren süresi içinde (genellikle 7 veya 10 gün) mal beyanında bulunmazsanız veya gerçeğe aykırı beyanda bulunursanız, alacaklının şikayeti üzerine 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılabilirsiniz. Hapis kararı, borç ödendiğinde düşer.
İcra dosyasında, son işlem tarihinden itibaren alacaklı tarafından 1 yıl (haciz isteme süresi) veya 10 yıl (genel zamanaşımı) boyunca hiçbir işlem yapılmazsa dosya işlemden kaldırılır (düşer). Ancak borçlunun borcu sona ermez, dosya yenilenebilir.
Evet, kesinleşmiş bir takipte icra memuru, polis eşliğinde eve gelip çilingir vasıtasıyla kapıyı açtırabilir. Ancak yeni kanun gereği, evdeki lüzumlu eşyalar (aynısından iki tane yoksa) haczedilemez, sadece tespit (tutanak) tutulur.
Borç tahsili, haciz kaldırma, menfi tespit davaları ve ihtiyati haciz süreçlerinde hak kaybı yaşamamak için uzman Ankara İcra Avukatı kadromuzla iletişime geçin.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz. (KARTALHAN HUKUK BÜROSU)