Mirasçılıktan çıkarma (ıskat) aile kurumu hukukumuzda önemle korunan ve toplumsal alanda da etkin bir karşılığı bulunan bir kurumdur. Toplumsal karşılığı bu denli güçlü olan aile kurumunu korumak adına hukuki düzlemde pek çok düzenlemeye yer verilmiştir. Aile bağlarının sıkı olması, aile bireyleri arasında güçlü bir bağın bulunması yaşamın kolaylaştırılması adına önem arz etmektedir. Ancak her aile için bu denli güçlü bağların kurulması mümkün olmamaktadır. O nedenle hukuki düzenlemeler kapsamında miras bırakan kişi, belli koşulların oluşması halinde mirasçısını mirastan çıkarma hakkına sahiptir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 510. Maddesinde yapılan düzenlemeye göre miras bırakan kişi, ölüme bağlı tasarrufta bulunarak saklı pay sahibi mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilmektedir. Tek taraflı bir hukuki işlem olan mirasçıllıktan çıkarmanın yapılabilmesi için kanunun aradığı koşulların mevcut olması gerekmektedir. Mirasçılıktan çıkarma işlemi için kanunun aradığı koşullar:
-Mirasçının, miras bırakan veyan miras bırakanın yakınlarından birine ya da birkaçına karşı ağır bir suç işlemesi,
-Mirasçının, miras bırakana ya da miras bırakanın aile üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemiş olması gerekmektedir.
Mirasçılıktan çıkarma konusunda Türk Medeni Kanunu tarafından düzenlenen ağır suç kavamı; sadece Türk Ceza Kanunu kapsamında düzenlenen ağır suçlar boyutunda olmayıp, bu suçlara ek olarak somut olay üzerinde davaya bakacak hakimin takdirine bağlı olarak tanımlanabilmektedir. Ağır suç olarak, mirasçının aşırı derece borçlanarak miras bırakanı ve aile üyelerini zor durumda bırakması, miras bırakana veya aile üyelerine karşı cebir, tehdit veya hakaret içeren davranışlarda bulunması, mirasbırakının veya aile üyelerinin yaşamlarını idame ettirmelerinde ciddi anlamda zorluklar çıkararak onları sıkıntıya sokması gibi haller yer alabilmektedir.
Mirasçının aile hukukundan doğan yükümülükleri açısından ise; Medeni Kanun kapsamında kişinin aile hukukundan kaynaklı olarak yükümlü olduğu davranışlar bulunmaktadır. Bu davranışlar sadakat, bakım ve gözetim, koruma, yardım yükümlülüğü vb. gibi aile bireyleri arasındaki güçlü iletişim bağlarının mevcudiyetinden kaynaklanan yükümlülüklerdir. Bu yükümlülüklerin önemli ölçüde ihlal edilmiş olması bu noktada önem taşımaktadır. Bu durumun tespitinde hakimin takdir yetksini kullanması söz konusudur. Söz konusu hallerin mevcut olması halinde, miras bırakan tek taraflı olarak miras sözleşmesinde mirasçıyı mirasçılıktan çıkarabileceği gibi, vasiyetname düzenleyerek te saklı pay sahibi mirasçıyı mirastan mahrum bırakabilme yetkisine sahiptir. Bu konuda önemli bir diğer husus ise mirabırakan mirasçılıktan çıkarma işleminde sebebin ne olduğunu açık ve net bir şekilde ifade etmesinin gerekliliğidir. Aksi takdirde mirasçılıktan çıkarılan kişi tarafından açılacak olan tenkis davasında mirasçılıktan çıkarma işleminin geçersiz sayılma ihtimali mevcuttur.
Stj. Av. Bilge TOPCU
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.