Ayıplı mal, tüketicilerin karşılaşabileceği önemli bir sorundur ve genellikle ürünün beklenen veya vaat edilen performansı sağlayamaması durumunda ortaya çıkar. Ayıplı mal, üretim, tasarım veya malzeme hataları gibi çeşitli nedenlerle meydana gelebilir. Üretim hatası olan mallar, fabrikasyon sürecindeki kusurlar nedeniyle işlevsiz hale gelebilir. Tasarım hatası içeren mallar ise, tasarım aşamasındaki eksikliklerden dolayı kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayamayabilir.
Malzeme hatası olan ürünlerde, kalitesiz veya uygun olmayan malzemeler kullanıldığında sorunlar ortaya çıkar. Ayıplı mallar, kullanıcılar için çeşitli riskler taşıyabilir ve beklenen faydayı sağlayamayabilir. Tüketiciler, ayıplı mal satın aldıklarında, çeşitli yasal haklara sahiptir. Bu haklar arasında ürünün değiştirilmesi, onarılması veya iadesi bulunur.
Tüketiciler, ayıplı mal ile karşılaştıklarında, satıcıya veya üreticiye başvurarak haklarını arayabilirler. Satıcılar, ayıplı malın neden olduğu sorunları gidermekle yükümlüdür. Ayıplı malın tespiti ve çözüm süreci, tüketici hakları yasaları çerçevesinde gerçekleştirilir. Bu süreç, tüketicilerin haklarını korumak ve adil bir ticaret ortamını desteklemek için önemlidir.
Ayıplı Mal kavramı kısaca; satın alınmış olan ürün ile ilgili olarak o ürünün ihtiva etmesi gereken özelliklerinin söz konusu üründe bulunmaması olarak tanımlanabilir. Ayıplı mal; açık ayıp, gizli ayıp, hukuki ayıp ve ekonomik ayıp olarak 4 farklı şekilde karşımıza çıkabilmektedir.
Ayıplı Mal konusu ile ilgili olarak Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun ‘Ayıplı Mal’ başlıklı 8. Maddesinde:
‘’Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.
Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmışsa, sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur…’’ şeklinde düzenlenmiştir.
Ayıplı Mal kavramı ayrıca Türk Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuatlarda da düzenlenmiştir.
Ayıplı mal ile ilgili olan uyuşmazlıklarda ilgili mevzuatlar, gerek alıcıya gerekse de satıcıya belli başlı yükümlülükler yüklemiştir.
Bu doğrultuda Türk Borçlar Kanununun 'Gözden geçirme ve satıcıya bildirme' başlıklı 223. Maddesinde:
''Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.'' hükmü yer almaktadır.
Anılan hüküm alıcıya; almış olduğu ürünü gözden geçirmesi ve bu çerçevede herhangi bir ayıbın varlığı halinde, uygun bir süre içerisinde söz konusu ayıbı satıcıya bildirmesi gerektiğini hüküm altına almıştır.
Yine Ayıplı Mal kavramı ile ilgili olarak; Türk Ticaret Kanununun ''Ticari satış ve mal değişimi başlıklı'' 23. Maddesinin C bendinde:
‘’Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır’’ hükmü yer almaktadır.
Yukarıda anılan Türk Ticaret Kanun hükmü içeriğinde de ayıplı mal ile ilgili olarak alıcı tarafın yapması gerekli olan durumlara değinilmiş ve malın ayıplı olduğunun tespit edilmesi durumunda söz konusu ayıbın satıcıya bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Malın ayıplı olduğunun ortaya çıkması halinde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 11. Maddesine göre alıcı seçimlik haklarından birini kullanabilir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 11. Maddesinde:
‘’Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;
a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
ç) İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,
seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.
Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi halde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.
Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.
Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.’’ Denilmektedir.
Yukarıdaki kanun hükmünde ayıplı mal ile ilgili bahsi geçen seçimlik hakların kullanılması halinde satıcı; tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmek zorundadır.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.