Şimdi Yazın
Ankara merkezli uzman hukuk ekibimizle
güvenilir danışmanlık ve hızlı çözüm sunuyoruz.
Poliçe, Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 671. ve devamı maddelerinde düzenlenen, keşidecinin (düzenleyenin) bir başka kişiye (muhataba), senedi elinde bulunduran kişiye (lehtara) belirli bir miktar parayı ödemesi emrini verdiği üçlü bir ilişkiyi içeren kıymetli evraktır. Poliçe, özellikle uluslararası ticarette ve akreditif işlemlerinde sıkça kullanılan bir kredi ve ödeme aracıdır.
Ankara Ticaret Avukatı olarak, poliçenin bono ve çekten en büyük farkının "Kabul" müessesesi olduğunu vurgulamak isteriz. Muhatap poliçeyi kabul etmedikçe, asıl borçlu haline gelmez ve ödeme yükümlülüğü doğmaz. Bu rehberde, poliçenin zorunlu unsurlarını, ciro ve aval işlemlerini ve ödenmeme durumunda izlenecek protesto sürecini detaylıca inceledik.

Bir senedin poliçe sayılabilmesi ve kambiyo vasfını taşıması için şu 8 unsurun bulunması zorunludur:
Bazı unsurların eksikliği poliçeyi geçersiz kılmaz, kanun bu boşlukları doldurur (TTK m. 672):
Açık Poliçe: Tedavüle çıkarılırken bazı unsurları boş bırakılan (ancak imzalı olan) poliçedir. Lehtar, aradaki anlaşmaya göre bu boşlukları sonradan doldurabilir. Anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası, iyi niyetli üçüncü kişilere (hamile) karşı ileri sürülemez.
Poliçe, emre yazılı bir senet olduğu için ciro ve teslim yoluyla devredilir. Ciro, senedin arka yüzüne imza atılarak yapılır.
Poliçeye imza atan herkes (keşideci, cirantalar, avalist), hamile karşı müteselsilen (birlikte) sorumludur. Hamil, borcun ödenmemesi durumunda dilediği imzacıya başvurabilir.
Bir poliçe, borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları veya hayali kişilerin imzalarını içerse bile, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. Yani geçerli imza sahipleri, senedi ödemekle yükümlü olmaya devam ederler.

Poliçeyi diğer senetlerden ayıran en önemli özellik "Kabul" işlemidir.
Poliçede ismi yazan muhatap, senedin ön yüzüne "Kabul edilmiştir" yazıp imzalayana kadar senet borçlusu değildir. İmzaladığı anda asıl borçlu olur ve ödemekle yükümlü hale gelir. Muhatap kabul etmezse, hamil keşideciye ve cirantalara (rücu hakkı kapsamında) başvurabilir.
Poliçedeki borcun ödenmesi, üçüncü bir kişi (veya poliçede imzası olan biri) tarafından "Aval" verilerek teminat altına alınabilir. Aval, senedin üzerine "Aval içindir" yazılarak imzalanmasıyla olur. Avalist, kimin için taahhüt altına girmişse, tıpkı onun gibi sorumlu olur.
Vadesi gelen poliçe ödenmezse, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde noterden "Ödememe Protestosu" çekmeniz zorunludur. Protesto çekmezseniz, cirantalara ve keşideciye başvurma hakkınızı (müracaat hakkı) kaybedersiniz.
Sadece "görüldüğünde" veya "görüldüğünden belirli bir süre sonra" ödenmesi şart kılınan poliçelere faiz şartı konulabilir (TTK m. 675). Diğer vadeli poliçelerde faiz şartı yazılmamış sayılır.
Temsile yetkili olmadığı halde (veya yetkisini aşarak) bir şirketin veya kişinin temsilcisi sıfatıyla poliçeye imza atan kişi, o poliçeden dolayı şahsen sorumlu olur. Temsil edilen kişi sorumlu tutulamaz.
Uluslararası ticaret, akreditif ve poliçe ciro işlemlerinde hak kaybı yaşamamak için uzman Ankara Ticaret Avukatı kadromuzla iletişime geçin.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz. (KARTALHAN HUKUK BÜROSU)