İştirak nafakası düzenlemesinde, Türk Medeni Kanununun 182/. Maddesinin 2. ve 3. fıkralarında: "Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir." denilmektedir.
Boşanmanın müşterek çocuklarla ilgili sonuçlarından biri olan iştirak nafakası, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş tarafından, müşterek çocuğun yetiştirilmesi, korunması, sağlık, bakım ve eğitim giderleri için velayetin bırakıldığı tarafa ödenen bir nafaka türüdür. İştirak nafakasının miktarı, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin mali gücü oranında hesaplanmaktadır.
Velayetin kullanılması kendisine verilen eş, müşterek çocuk için iştirak nafakası talep etmese dahi, hakim gerekli gördüğü durumlarda re'sen (kendiliğinden) İştirak Nafakasına hükmedebilmektedir. İştirak nafakası, kural olarak boşanma davası sürecinde talep edilebilmektedir. Fakat velayetin kullanılması kendisine verilen eş, boşanma davası sonuçlandıktan sonra, müşterek çocuk ergin olana kadar iştirak nafakası talepli ayrı bir dava açabilmektedir.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.