İdare hukukunda iptal davası öncesinde idari işlemin tanımının yapılmasında yarar bulunmaktadır. İdari işlem, idarenin tek yanlı irade açıklaması ile hukuksal sonuç yaratan, hukuk düzeninde değişiklik yapan işlemlerdir. İdari işlemin geçerli olabilmesi veya yapılan işlemin idari işlem niteliği kazanabilmesi için, idari işleme muhatap olan karşı tarafın bu konuda iradesini açıklamasına gerek bulunmamaktadır. İdarenin tek yanlı olarak meydana getirdiği her idari işlemin ise hukuka uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu sebeple hukuka aykırı bir idari işlem halinde, bu idari işlemin hukuka aykırı olduğunun tespiti ve bu idari işlemin geçersizliği için İptal Davası açılması gerekmektedir.
-Bir idari işlemin iptal edilmesinde, o idari işlem geçmişe etkili olarak bütün hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmaktadır.
-İptal davasının konusu yalnızca idari işlemlerdir. Yani idari sözleşmelere ve idarenin eylemlerine karşı iptal davası açılması mümkün değildir.
-İptal davası objektif nitelik taşımaktadır. Yani iptal davası sonucunda verilen karar yalnızca iptal davasının tarafları arasında değil; herkes için sonuç doğurmaktadır.
İptal davası yargılamasında öncelikle usul yönünden inceleme yapılıp sonrasında esasen inceleme yapılmaktadır. İptal davasının usul koşulları:
Bir idari dava, Vergi Mahkemelerinin ve ilk derece mahkemesi olarak Danıştay' ın görev alanına girmiyor ise, genel yetkili mahkeme olarak İdare Mahkemesinde açılmalıdır. Bir idari dava, görev açısından Vergi Mahkemelerinin görev alanına giriyor ise, bu dava İdare Mahkemelerinde değil, Vergi Mahkemelerinde açılmalıdır. Vergi Mahkemelerinin görev alanı, 2576 Sayılı Kanunun 6. Maddesinde belirtilmiştir. Buna göre:
''Vergi mahkemeleri:
a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,
b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,
c) Diğer kanunlarla verilen işleri, Çözümler.'' denilmektedir.''Vergi mahkemeleri:
a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,
b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,
c) Diğer kanunlarla verilen işleri, Çözümler.'' denilmektedir.
Ayrıca yine bir idari dava, görev açısından Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak görev alanına giriyor ise, bu dava İdare Mahkemelerinde değil, Danıştayda açılmalıdır. Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak görevli olduğu haller ise, Danıştay Kanununun 24. Maddesinde belirtilmiştir. Buna göre:
''Danıştay ilk derece mahkemesi olarak:
a) (Değişik: 2/7/2018 – KHK-703/184 md.) Cumhurbaşkanı kararlarına,
b) (Değişik: 2/7/2018 – KHK-703/184 md.) Cumhurbaşkanınca çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri dışındaki düzenleyici işlemlere,
c) (Değişik: 2/7/2012-6352/45 md.) Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere,
d) Danıştay İdari Dairesince veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine uygulanan eylem ve işlemlere,
e) Birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işlere,
f) Danıştay Yüksek Disiplin Kurulu kararları ile bu Kurulun görev alanı ile ilgili Danıştay Başkanlığı işlemlerine,
Karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari davaları karara bağlar.
2. Danıştay, belediyeler ile il özel idarelerinin seçimle gelen organlarının organlık sıfatlarını kaybetmeleri hakkındaki istemleri inceler ve karara bağlar.'' denilmektedir.
Anılan kanun maddeleri dışında, iptal davaları genel yetkili mahkeme olan İdare Mahkemelerinde açılmalıdır. Aksi halde mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilecektir. İptali davasında görev konusu, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkeme tarafından resen inceleme yapılmaktadır.
Yetki, bir davanın hangi yer mahkemesinde açılacağına ilişkindir. İdare Hukukunda genel yetkili mahkeme, dava konusu idari işlemi yapan idari mercinin bulunduğu yer İdare Mahkemesidir.
İptal davası açma süresi İYUK'un 7. Maddesinde:
''Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.'' denilmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki, belirtilen bu süreler hak düşürücü niteliktedir. İlgili sürelerin ne başlama zamanları da İYUK'un 7. Maddesinde belirtilmiştir.
Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; tarihi izleyen günden itibaren başlamaktadır.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.