Şimdi Yazın
Ankara merkezli uzman hukuk ekibimizle
güvenilir danışmanlık ve hızlı çözüm sunuyoruz.
Ücret, işçinin iş görme edimi karşılığında işverenden aldığı, para ile ödenen ve iş sözleşmesinin en temel unsuru olan tutardır. İş Kanunu'nun 32. maddesinde düzenlenen ücret, sadece bir ödeme aracı değil, aynı zamanda işçinin ve ailesinin yaşamını sürdürebilmesi için hayati bir haktır.
Ankara iş hukuku avukatı olarak, iş davalarında en sık karşılaştığımız sorunların başında; ücretin eksik ödenmesi, SGK primlerinin gerçek maaş üzerinden yatırılmaması (elden ödeme) ve haksız ücret kesintileri gelmektedir. Bu rehberde, asgari ücretin tespiti, ücret pusulası zorunluluğu ve cezai kesintilerin yasal sınırlarını detaylıca ele aldık.
._visualize_a_scene_where_a_diverse_group_of_workers_from_.png)
İşveren, işçinin ücretini kural olarak Türk parası ile iş yerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödemek zorundadır. Türkiye'de 5 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinde ücretlerin banka kanalıyla ödenmesi zorunludur.
İşveren, bankaya yaptığı ödemelerde dahi, işçiye imzalı veya işyeri özel işaretini taşıyan bir ücret hesap pusulası vermek zorundadır (İşK m. 37). Bu pusulada şunların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır:
İşçinin imzasını taşımayan veya gerçeği yansıtmayan bordrolar, mahkemede işveren lehine delil teşkil etmez. Bu nedenle işçiler, bordroları imzalarken "fazla mesai alacağım saklıdır" şerhi düşebilirler.
Asgari ücret, işçilere ödenmesi zorunlu olan en düşük ücret seviyesidir ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından (genellikle yılda bir veya iki kez) belirlenir.
İşverenler, belirlenen asgari ücretin altında bir ödeme yapamazlar. İşçinin onayı veya rızası olsa bile, asgari ücretin altında çalıştırılması hukuka aykırıdır ve işverene idari para cezası uygulanır. Ayrıca işçi, eksik ödenen ücret farklarını faiziyle birlikte talep edebilir.
Asgari ücretli çalışanlar için devletin belirlediği zam oranları zorunludur. Ancak asgari ücretin üzerinde maaş alanlar için, iş sözleşmesinde veya toplu iş sözleşmesinde özel bir madde yoksa, işverenin yasal olarak zam yapma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay, eşit davranma ilkesi gereği, diğer işçilere zam yapılırken belirli bir işçiye zam yapılmamasını ayrımcılık olarak değerlendirebilmektedir.

İşveren, işçinin ücretinden keyfi olarak kesinti yapamaz. Ücret kesme cezası verilebilmesi için şu şartların varlığı zorunludur:
Ücreti ödeme gününden itibaren 20 gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir (İş bırakma hakkı). Bu nedenle işten çıkarılamaz ve yerine yeni işçi alınamaz.
Hayır. Maaşın bir kısmının bankadan (asgari ücret gibi), kalanının elden ödenmesi "kayıt dışı istihdam" suçudur. Bu durum, işçiye haklı fesih imkanı verir ve işçi, elden aldığı parayı tanık veya diğer belgelerle ispatlayarak gerçek maaşı üzerinden tazminat alabilir.
İcra İflas Kanunu'na göre, işçinin maaşının en fazla dörtte biri (1/4) haczedilebilir. Ancak nafaka borçları bunun istisnasıdır ve tamamı kesilebilir.
İşveren, raporlu işçiye ücret ödemek zorunda değildir (Maktu aylık alanlar hariç). İşçi, bu günler için SGK'dan "Geçici İş Göremezlik Ödeneği" (Rapor Parası) alır.
Elden ödenen maaşların ispatı, kıdem tazminatı ve ücret alacaklarınızın tahsili için uzman İş Hukuku Avukatı desteği alın.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz. (KARTALHAN HUKUK BÜROSU)