Boşanma, evlilik birliğinin çekilmez bir şekilde kötüye gitmesi durumunda hakimden alınan bir kararla evliliğin sona erdirilmesidir. Türk Hukuku'nda pek çok nedenle boşanma gerçekleşebilir bunlardan birisi de "pek kötü davranış"tır. Pek kötü davranışa dayalı boşanma davalarının hassasiyeti, mahkeme sürecinin dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerekliliğiyle birleştiğinde, bu alanda bilinçli olmak son derece önemlidir. Bu yazıda, aynı konu üzerinde buluşan bireylerin karşılaştığı hukuki sürecin en ince ayrıntısına kadar açıklanacağını göreceksiniz. Pek kötü davranış nedir? Pek kötü davranışın boşanma davalarında nasıl delillendirilmesi gereklidir ve sonuçları nelerdir? İşte, pek kötü davranış nedeniyle boşanma davasının adım adım incelenmesi:
Pek kötü davranış, normal davranış kurallarına aykırı, eşi veya çocukları aşağılama, hakaret etme, hayatı zorlaştırma, fiziksel şiddet, aldatma veya diğer evlilik birliğine sadakatle ilgili olabilecek ciddi her türlü davranışı ifade eder. Medeni Kanun madde 166/3, bir eşin diğer eşi veya çocuklarına karşı pek kötü davranışlarda bulunması durumunda, boşanma davası açabileceğini belirtir. Bu kapsamda, cinayet, adam öldürme, bir suç işleme teşebbüsü, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, cinsel istismar, hayata kast vb. suçlar "pek kötü davranışı" oluşturabilir.
Pek kötü davranış, sadece bir tanesi olup boşanma için yasal bir neden sunmaktadır. Birçok ülkenin aksine, Türk Hukuku'nda boşanma için birtakım sebeplere dayanmak gereklidir:
"Anlaşmalı Boşanma": Tarafların herhangi bir suç yahut sebepleri öne sürmeden boşanmaya karar vermesi durumudur.
"Tek Taraflı Boşanma": Sadece bir eşin boşanma isteği durumudur ve tek başına başvuruda bulunan eş, boşanma nedenini ispatlayamak zorundadır.
"Çekişmeli Boşanma": Her iki eş de boşanmak istiyor fakat nedenler üzerinde anlaşamamışlarsa, bu durumda belli yasal süreçler ve yargı yoluna başvurulur.
Pek kötü davranışa dayalı boşanma davası, "tek taraflı boşanma" kategorisine dahildir ve mahkemeye pek kötü davranışın delillendirilmesi gereklidir.
Pek kötü davranışı ispatlamak oldukça zordur ve mahkemede başarılı olabilmek için sağlam bir dava dosyası hazırlamak gerekir. Deliller, genellikle tanık ifadeleri, tıbbi raporlar, görüntü kayıtları, yazışmalar ve diğer materyallerle desteklenir. Delillerin elde edilmesi, yasal prosedürlere uygun olmalı ve tarafların mahremiyetine saygı göstermelidir.
Tarafların avukatı, eşine karşı pek kötü davranışta bulunan diğer eşin toplandığına inandığı her türlü yasal delili toplamakla yükümlüdür. Bu noktada, adil ve etik bir şekilde delillerin toplanması, hem hukuki süreç hem de ortaklık açısından kritik öneme sahiptir.
Pek kötü davranış, boşanma sürecinde çeşitli etkilere yol açabilir:
Evlilik Mallarının Ortaklığı: Pek kötü davranış, mal paylaşımına bazı etkilerde bulunabilir. Her ne kadar genellikle mal rejiminin hangisi olduğu önemli olsa da, hakim kötü davranışın mal paylaşımında göz önünde bulundurulmasına karar verebilir.
Çocukların Velayeti ve Anneye Geçici Olarak Verilen Zabıtlar: Eğer çocuklara karşı pek kötü davranış varsa, bu durum çocukların velayeti ve geçici olarak annede kalma kararı konusunda etkili olabilir.
Tedbir Nafakası: Tedbir nafakası, boşanma davası sürecinde ihtiyaç sahibi eşe ödenen mali yardım anlamına gelir. Pek kötü davranış, nafakanın miktarı veya süresi üzerinde etkili olabilir.
Maddi Manevi Tazminat: Pek kötü davranışa maruz kalan eş, maddi ve/veya manevi tazminat talep edebilir. Bu tazminatlar, hakim tarafından pek kötü davranışın ciddiyetine göre belirlenir.
Pek kötü davranış, boşanma nedeni olarak kabul edilen diğer sebeplerle değiştirilebilir. Bu sebeplerin arasında:
Ortak Hayatı Sürdürememe: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve ortak hayatın sürdürülemez hale gelmesi durumu, boşanma için geçerli bir sebep olabilir.
Suç Teşkil Eden Fiilin İşlenmesi: Eşin, diğer eşi öldürme hususunda kasıt sahibi bir suç işlemesi durumunda, bunun da boşanma sebebi olarak kabul edilmesi mümkündür.
Zina: Eşin (koca veya karı) evlilik birliği içinde cinsel ilişkide bulunması, diğer eş tarafından zina olarak kabul edilebilir ve boşanma nedeni olabilir.
Bu alternatif nedenlerle yapılan boşanma davalarında da her birinin kendine özel kanıtlar ve sonuçları bulunmaktadır.
Pek kötü davranış nedeniyle boşanma davaları, hukuki sürecin dikkatli yürütülmesi gereken hassas bir alandır. Boşanma davalarında adil ve etik çerçevede, hakim kararı tarafından çözüme ulaşılması tarafların birbirini suçlayarak değil, üzüntülerini en aza indirerek hakkaniyeti sağlamaktadır. Boşanma sürecinde profesyonel bir avukatın rehberliği ve hukuk mücadelesi, tarafların hukuki haklarını koruyarak adil bir çözüme ulaşmasına yardımcı olabilir. Yaşanan tüm zorluklara rağmen, pek kötü davranışa dayalı boşanma davalarında, adil bir sonuca ulaşmak mümkündür. Bu süreçte hazırlıklı olmak, anı yaşamak yerine geleceğe odaklanmak ve bilinçli kararlar almak önemlidir. Adalete olan güven, bu zorlu süreçte rehberiniz olacaktır.
Boşanma davaları birçok farklı etmene bağlı olarak farklı şekillerde sonuçlanabilir. Bu yazı ne yazık ki her durumu ele alamaz. Dolayısıyla, bir hukukçu ile iletişime geçmek her zaman en iyi seçenektir. Uzman bir hukuk avukatı tarafından verilecek profesyonel desteğin, boşanma sürecinde karşılaşılan zorlukları nasıl aşacağınız konusunda size rehberlik edeceğini unutmayın.
Eğer pek kötü davranış nedeniyle bir boşanma süreciyle karşı karşıyaysanız, derinlemesine rehberlik ve yardım almak için hukuk danışmanınıza başvurun. Unutmayın, her ayrılık hikayesi farklıdır ve sizin hikayenizde hak ettiğiniz adalete ulaşmak için doğru adımları atmalısınız.
Pek kötü davranış nedeniyle boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 162’inci maddesinde düzenlenmiştir. Pek kötü davranış nedeniyle boşanma davası, Kanun’da özel boşanma nedeni olarak düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu md. 162: “Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”
Pek kötü davranış nedeniyle boşanma, mutlak boşanma nedenidir. Buna göre hakim, boşanma davası esnasında eşin diğer eşe pek kötü davranışlarda bulunduğunu tespit ederse boşanma kararı vermek zorundadır. Kanun bu kapsamda hakime takdir yetkisi vermemiştir.
Pek kötü davranış kavramı ile “diğer eşin vücut bütünlüğü ve sağlığına veya ruhsal sağlığına yönelik her türlü saldırı” anlatılmak istenmiştir. Pek kötü davranış kavramında cana kast dışarıda bırakılmış ise de her türlü baskı ve zulüm, kişilik haklarına tecavüz niteliğindeki filleri ve ağır hakaretleri kapsamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, eşin bedensel veya ruhsal dengesini zedelemeye, tehlikeye düşürmeye yönelik hareketler fiziksel olabileceği gibi manevi de olabilir. Eşlerden birinin diğer eşe şiddet uygulaması, eve kapatıp hürriyetten yoksun kılması, beslenme ihtiyacını engellemesi (aç bırakması), normalin dışında cinsel ilişkiye zorlaması bu hareketlere örnek olarak gösterilmektedir. Hakim somut olayın konusuna göre pek kötü davranış niteliğindeki hareketleri tespit edecektir.
Pek kötü davranış sebebiyle boşanma davası açabilmek için fiili gerçekleştiren kişinin kurusu aranmaktadır. Bu sebeple fiili işleyen kişinin bunu bilinçli, kasti bir şekilde gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bir diğer ifadeyle kötü davranışta bulunan eş, bu davranışın sonuçlarını bilmeli ve istemelidir. Bu sebebe dayanarak boşanma davası açmak için diğer eşin kusurlu olması gerekmektedir. Buna karşılık akıl hastası olan eşin diğerine pek kötü davranışta bulunması halinde bu gerekçeye dayanılamaz.
Hangi fiillerin pek kötü davranış kapsamında olduğuna dair kesin bir sıralama yapılamamaktadır. Dava esnasında hakim somut olaya göre değerlendirmede bulunarak pek kötü muameleyi tespit edecektir. Ancak birkaç örnek mevcuttur;
-Eşi aç bırakma,
-Eşi odaya kilitleme,
-Eşe dayak atma,
-Sürekli olarak eşle cinsel ilişkiye girme veya normalin dışındaki cinsel ilişkiye zorlama gibi eşi ruhen ve fiziken yıpratmaya yönelik olan fena, yoğun davranışlardır.
Pek kötü davranış nedeniyle boşanma davası affetme durumunda ve dava zamanaşımı süresinin dolmasından sonra açılamaz. Affetme açık olabileceği gibi örtülü şekilde de olabilir. Bir diğer ifadeyle eş, kendisine kötü muamele eden eşini açık bir şekilde affettiğini söyleyebileceği gibi örtülü olarak da affedebilir. Örtülü affın tereddüde yer vermemesi gerekir; örneğin pek kötü davranıştan sonra eşle birlikte tatile çıkılması, pek kötü davranıştan sonra özür dilemek için alınan hediyenin kabul edilmesi gibi hallerde örtülü affetmeden söz etmek mümkündür. Yine bunun tespitini somut olaya göre hakim yapacaktır.
Pek kötü davranış sebebine dayanarak boşanma davası açmak isteyen eşin, boşanma nedenini öğrenmesinden itibaren altı ay ve nedenin oluşmasından itibaren herhalde beş yıl içerisinde davasını açması gerekmektedir. Aksi takdirde TMK md. 162’de düzenlenmiş olan pek kötü davranış nedeniyle boşanma davası açılamaz. Ancak beş yıldan sonra pek kötü muamele sebebiyle genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına (TMK md. 166) dayanarak boşanma davası açılabilir. Fakat bu halde mutlak boşanma sebebinden bahsedilemeyecektir.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.