Tutuklama kararı bir tedbirdir. Tutuklama kararı soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine Sulh Ceza Hakimi tarafından verilmektedir. Kovuşturma aşamasında re’sen hakim veya mahkeme heyeti tarafından verilebileceği gibi, Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine de tutuklama kararı verilebilmektedir.
Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukuki ve fiili nedenlere yer verilir. Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda:
Tutuklama kararı hakim veya mahkeme tarafından gerekçelendirilmek zorundadır.
Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceği veya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır. Tutuklama kararı verilmezse, şüpheli veya sanık derhal serbest bırakılır.
Bu madde ile 100 üncü madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir. Verilen tutuklama kararına karşı ne şekilde nereye itiraz edileceği tutuklama kararında gösterilmek zorundadır.
Tutuklama kararı neticesi itibariyle en ağır tedbir olduğundan dolayı, maddi gerçeğin ortaya çıkması için her türlü deliller ortaya konulmalıdır. Bazen bir kişinin beyanının bile kişinin tutuklanmasına sebep olduğu görülmektedir. Bu nedenle özellikle tutuklanma durumuyla karşı karşıya olanların muhakkak hukuki yardım alması gerektiği kanattindeyiz.
Yukarıda değinilmiş olan hususlar genel hatları ile kaleme alınmış olup; her somut olay birbirinden farklı özellikler taşıyabileceğinden hak kaybına uğramamanız adına bir hukuk bürosu ile iletişime geçip profesyonel destek almanızı öneririz.